SUYUN HİKÂYESİ – Dr. Ersin ERCAN
Yeryüzünde canlılığın devamı için elzem olanları sıralamak istesek, hiç şüphe yok ki suyu listenin başına koymamız gerekir. Su üç farklı formda; sıvı, katı ve gaz olarak çevremizi sararken, onu bir kavram olarak ele aldığımızda bambaşka formlarla karşı karşıya kalıyoruz. Tarih, bize suyun insanoğlu için kimi zaman kadim bir dost, kimi zaman ezeli bir hasım olduğunu, kimi zaman büyük medeniyetlerin kurulmasında ne denli önemli olduğunu, kimi zaman da bu medeniyetler arasında büyük anlaşmazlıklara yol açtığını söylüyor. İnsanoğlunun varlığından beri neredeyse gündeminden hiç düşmeyen su sıkıntısına günümüz modern dünyası da kalıcı bir çözüm getiremediği için, su kıtlığını küresel sorunlar içerisinde sayabiliriz. UNICEF’in raporuna göre her 10 kişiden 3’ü evinde temiz ve güvenilir kullanma suyunu bulamıyor. Daha genel rakamlarla soruna dikkat çekmek istersek, hâlihazırda 80 ülke su sıkıntısı çekerken 2025 yılına kadar 3,5 milyar insanın su kıtlığıyla karşılaşacağı öngörülüyor.1 İnsanoğlunun konargöçer olarak yaşamını sürdürdüğü dönemlerde su ihtiyacının karşılanması önemli bir sorun teşkil etmiyordu. Göçebe toplumlar, yaşam alanı için iklimin elverişli, su kaynaklarının yeterli olduğu toprakları tercih ediyordu.
DEVAMI 24. SAYIMIZDA: