Valens Su Kemeri

Valens Su Kemeri

​Hami YULUĞ / Dumlupınar Üniversitesi – Yüksek Lisans Öğrencisi

Anadolu coğrafyası birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve çoğu uygarlığın birleşme noktasında yer almıştır. Son dört bin yıla baktığımız zaman her dönemden günümüze kadar gelmiş ve işlevini sürdüren su yapıları bulunmaktadır. Bu yönünden dolayı, Anadolu dünyanın açık hava müzesi niteliğini de taşımaktadır.

İnsanoğlunun avcı ve toplayıcılıktan başlayıp günümüze kadar gelmiş olan hayatı, yaşamın belirgin yönlerini, doğayı tanımak ve onu kontrol altına alabilme düşüncesi oluşturmaktadır. İçgüdüyle şekillenmiş olan davranışlar çerçevesinde insanoğlu, yerleşik hayata geçmiş ve uygarlaşmıştır. Uygarlaşmanın başlangıcında, insanoğlunun ihtiyacına bağlı olarak yaşam yerlerini nehir kıyılarına kurarak hayatlarına devam etmişlerdir. Tüm canlıların hayatlarına devam etmeleri için en temel madde olan su, yerleşim alanlarının oluşumunda etkin bir rol almıştır. Asya kıtasında İndus ve Ganj, Afrika kıtasında Nil, Kuzey Amerika’da Missisipi, Güney Amerika’da Amazon nehirleri, uygarlığın başladığı yerler olarak bilinmektedir. Anadolu’da canlıların yaşamı için en uygun yerleşim alanı içerisinde olmuş, Dicle ve Fırat nehirlerinin çevresinde bulunan yerleşim alanları bu duruma örnek oluşturmaktadır.

Üzerinde yaşadığımız Dünya’da insanoğlunun yaşamı su ile başladı ve yakın geçmişe kadar toplumlar suyu doğadaki hali ile tükettiler. İnsanlar su kaynaklarına yakın yerlerde yerleşim merkezleri bir medeniyet kurdular. Coğrafya ve iklime göre suyu sakladılar ve suyu taşıdılar. Suyun tüketimi ve arıtılması konusunda sanayi devrimine kadar bir gelişme görülmemiştir. Nüfusun artışlarından dolayı zaman zaman su tüketimlerinde artış olmuş ve yerleşim yerlerindeki su kaynakları yetersiz kalınca yakın yerlerden suyu taşımak için farklı dönemlerde inşa edilen yapılar olmuştur.

Şehrin merkezlerine su sağlama, çoğu devlet ve krallıkların öncelik verdiği konu olmuştur. Su, Anadolu’da ki insanların bir arada olmasını sağlayan bir güç olmuş ve bu yapıların yapımlarında toplumsal güç kullanılmıştır.

Anadolu’da su yapılarına ilişkin somut kanıtlar, yaklaşık olarak 4 bin yıl geçmişe işaret etmektedir. Bu süre zarfında Anadolu’nun her coğrafyasında, farklı uygarlıklara ait su yapı kalıntılara günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu kalıntılar arasında Orta Anadolu’da MÖ II. bin yıla tarihlenen Hititlere ait su yapılarından, Doğu Anadolu’da MÖ I. binyılın ilk yarısına tarihlenen Urartular ait kalıntılara Batı ve Güney Anadolu’da bulunan MÖ I. binyılın ikinci yarısından ve MS I. binyılın ilk yarısına sırasıyla: Helen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait su yapılarına rastlanılmaktadır.

DEVAMI 24. Sayımızda

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir